Antalya Tabip Odası Yönetim Kurulu “Sağlık Bakanı İstifa Etmelidir” başlığı ile bir açıklama yayınladı.
BASINA VE KAMUOYUNA
HEKİM ÖLÜMLERİNE DAVETİYE ÇIKARAN, SEYİRCİ KALAN SAĞLIK BAKANI DERHAL İSTİFA ETMELİDİR.
Çok üzgünüz, kırgınız, yaralıyız, ciğerimiz yanıyor. 17 Nisan Salı günü Gaziantep Av. Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi’nde Göğüs Cerrahisi Uzmanı olan Meslektaşımız Dr. Ersin Arslan bıçaklı saldırıya uğrayarak öldürüldü. Ailesi ve tüm Tıp camiasının başı sağolsun.
17 yaşındaki saldırganın hastaneye elinde oldukça büyük bir bıçakla geldiği, servise kadar elinde bıçakla girerek Dr. Ersin Arslan’ın ölümüne neden olduğu bu alçakça saldırıyı şiddetle protesto ediyoruz. Bunu yapan insanlıktan nasibini almamış katilleri ve bu zihniyette olan vicdansızları lanetliyoruz. Bu olayı olduğu gibi, diğer şiddet olaylarını basit münferit saldırı veya bir kendini bilmezin hastalıklı ruh yapısı ile açıklamak hekime şiddeti basite almak, nedenlerini ve kaynağını görmezden gelmektir. Bunlar şiddete, ölümlere sebep olan faktörleri yaratanların bu olayların sorumluluğundan kurtulmak için yaptıkları ustaca manevralardır.
Bugüne kadar şiddeti önlemek için hiçbir tedbir almayan siyasi otorite ve Sağlık bakanı sanki daha önce sağlık kurumları ve Hastanelerde en küçük bir güvenlik önlemi almış, uygulamış da bu önlemleri artıracakmış mış da mış !!! Şiddete uğrayan sağlık personeline sahip çıkacakmış mış da mış !!! Duy da inanma !!!
Hekim ve sağlık çalışanını her fırsatta küçültücü açıklamalar yapan oy uğruna popülizm yaparak kendi meslektaşlarını bir paspas gibi ezen, değersizleştiren arenadaki aslanların önüne silahsız atılan mahkumlara dönüştüren sonrada sahip çıkıyor gibi görünen yöneticilere sesleniyoruz. Yağma yok !!! Yalanlara karnımız tok !!!
Hekimlerin kazanılmış haklarını bir gecede 650 ve 663 sayılı KHK’larla elinden alan Sağlık Bakanlığı hekimlerin saldırganlara karşı korunması ve hekime yönelik şiddetin engellenmesi hususunda ne bir kanun çıkarmış ne de düzenleme yapmıştır. Yıllarca bekleyerek hekimlerin şiddete uğramasına ve ölmesine adeta seyirci kalmış, çalışma ortamları ile ilgili en ufak bir düzenleme yapmadığından ölümlere adeta davetiye çıkarmıştır. Üstelik basında yer alan (Eskiden memurun bir düğmesini koparmak altı aydan başlardı bunu kaldırdık halkımız artık hakkını arıyor) diyerek hekimlerle halkı karşı karşıya getiren vıcık vıcık popülizm kokan demeçleriyle kanımızı donduran bugüne kadar hastanelerde güvenlik önlemlerine yönelik hiçbir tedbir aldırmayan Sağlık Bakanını istifaya davet ediyoruz.
Ne acıdır ki, Sağlıkta Dönüşüm ile köle haline getirdiği hekimleri halk ile karşı karşıya getirenler yani; bu acı şiddet tablosunun mimarları (halkımız artık hakkını arıyor) diyerek şiddete davetiye çıkaranlar bugün halka itidal çağrısı yapmaktadır. Hekime bugüne kadar ne hukuki ne de kişisel destek vermeyen tam tersine değersizleştiren, kazanılmış haklarını gaspedip sağlığı “paran kadar sağlık” haline getiren rant’a dönüştüren katkı katılım payları ile halkı sömüren ithal Angus’tan sonra ithal hekimi lugatımıza ekleyenlerin kendi lugatlarına “el insaf’ı ve vicdan’ı” eklemesi şapkasını önüne alıp düşünmesi ve en kısa sürede yaptığı hatalardan geri dönmesinin zamanı çoktan gelmiş geçmektedir.
Nisan ayı başında yine bir hastanın eşi, karısının tahlil yaptırmak için aç kalmasını istediği için doktora neden karımı aç bıraktın diyerek yumruk, tekme saldırmıştır.
Şimdi soruyoruz, giderek artan bu şiddetin nedeni, kaynağı nedir? Hastalıklı ruh yapısı kendini bilmezliğin kaynağı aslında bu hali provake eden, hekimlik mesleğini değersizleştiren söylemler ve eylemler değil de nedir? Yitirdiğimiz meslektaşımızı bizden ve Ülkesine hizmetten almaya kimin hakkı vardır? Ölen veya saldırıda yaralanan hekimlerin hakkını helal etmeyeceği kişiler kimlerdir? Hastanelerde kendimizi güvende hissetmek için çelik yelek mi giymeliyiz? Kendimizi kalleşçe saldırılara karşı, savunma ve saldırı sporlarımı öğrenmeli saldıran kişiyi anında pişman mı etmeliyiz? Yoksa bu Ülkeyi Sağlık Bakanı ve ithal edeceği hekimlerine bırakıp terk mi etmeli yada bugün yapması adeta çileye dönüşen mesleğimize veda mı etmeliyiz? Oy uğruna popülizm adına Bakanın koltuğu uğruna daha kaç hekim kurban vermeliyiz? Hastalara hekim ve sağlık çalışanını şikayet hattı kurup anında cezalandıran Bakanlık acaba popülist yöneticileri veya Hekime sözlü yada fiziksel şiddet uygulayanları şikayet edebileceğimiz bir hat kuracak mı? Mesleğimizi kazanılmış haklarımızı yok eden Sağlık Bakanı’nı kime şikayet edeceğiz? Kalleşçe öldürülen meslektaşımızı Bakan geri getirebilecek mi?
Çok iyi bilinmelidir ki, acil servisler ve polikliniklerde hasta yığılmasının sorumlusu sağlıkta dönüşüm sistemi ve hekimleri tek bir alanda çalışmaya mahkum eden zihniyettir.
Hekim ve vatandaşı karşı karşı getirecek söylemleri popülizm ile (oy uğruna) yapanların bu ölüm ve yaralanmaların vicdan azabı içinde olması gerekir. Bugün şiddet ve ölümleri protesto ediyor, iş bırakıyor ve kanlı önlüklerimizi sağlık müdürlüğüne bırakıyoruz.
ANTALYA TABİP ODASI
18-04-2012