Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği tarafından
Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği tarafından düzenlenen basın açıklamasında bir konuşma yapan Antalya Tabip Odası Başkanı Prof.Dr.Ertan Yılmaz, “Eşitlik, kardeşlik, özgürlük, adalet mücadelesi gibi laik, parasız, bilimsel, özerk ve demokratik üniversite mücadelesi de hekim hakları mücadelesinden ayrı değerlendirilemez.” dedi.
FOTOĞRAFLAR İÇİN BU LİNKİ TIKLAYINIZ
Düşünce özgürdür
2. İdare Mahkemesi’nin Doç Dr.İlker Belek hakkında verilen cezayı iptal etmesi üzerine Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi A Blok önünde yapılan basın açıklamasında; Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Prof.Dr.Taha Karaman’dan sonra söz alan Prof.Dr.Ertan Yılmaz, “Hepimiz biliyoruz ki bugün üniversitelerde düşünce baskı altındadır. Öğretim üyeleri düşünceleri nedeniyle sorgulanabilmekte hatta cezalandırılabilmektedir. Antalya Tabip Odası olarak, her zaman ve her yerde düşüncenin özgür olduğunu ve yargılanamayacağını söylemeye devam edeceğiz. Doç Dr.İlker Belek hakkında yapılan soruşturma, en başta özgürce düşünce açıklama, akademisyen bağımsızlığı ve üniversite teamüllerine tamamen aykırı olmanın yanı sıra hukuk dışı bir uygulamaydı. Bu süreçte yan yana omuz omuza hep birlikte mücadele ettik ve haklılığımız bir kez daha kanıtlandı. Antalya 2. İdare Mahkemesi de geçtiğimiz hafta vermiş olduğu kararla düşünce ve kanaatlerin ifade edilmesinin suç olmadığını bir kez daha teyit etmiş oldu.” şeklinde konuştu.
Seyirci olmayacağız
Antalya Tabip Odası’nın hekimlerin dünyanın, ülkemizin, insanımızın ve üyelerimizin içinde bulunduğu bugünkü koşullarda, bir meslek örgütüne, bir demokratik kitle örgütüne düşen görev ve sorumluluklarının bilincinde olduğunu vurgulayan Prof.Dr.Ertan Yılmaz, Antalya Tabip Odası’nın, dünyada ve ülkemizde yaşananlara seyirci kalmayacağının altını çizdi.
Hekimlerin haklarını savunacağız
Gericiliğe ve karanlığa karşı aydınlığı, baskıcı ve otoriter yönetime karşı, özgürlük ve demokrasiyi, her şeyin para-kâr olduğu piyasa anlayışına karşı eşitliği savunacaklarını ifade eden Prof.Dr.Ertan Yılmaz, eşitlik, kardeşlik, özgürlük, adalet mücadelesi gibi laik, parasız, bilimsel ve demokratik üniversite mücadelesi de hekim hakları mücadelesinden ayrı değerlendirilemez. Antalya Tabip Odası olarak Üniversite kavramını oluşturan özgürlüğe, özerkliğe, demokratikliğe, laikliğe, düşünce özgürlüğüne her zaman sahip çıkacağız.” dedi.
Öğretim Üyesinin Düşünce Özgürlüğünü Kullanması Disiplin Suçu Değildir!
Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü, Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi olan Doç. Dr. İlker Belek hakkında kamu görevinden çıkarma cezası istemi ile soruşturma açmış, sonrasında maaş kesim cezası vermişti.
Antalya 2. İdare Mahkemesi bu disiplin cezasını iptal etti. Mahkemenin iptal kararının gerekçesi pek çok üniversitede öğretim üyelerine karşı açılan haksız soruşturmalara ışık tutacak niteliktedir.
Doç. Dr. Belek, Öğretim Elemanları Derneği adına Tıp Fakültesi Morfoloji binasında mescit açılma kararını eleştiren, üniversite kaynaklarının öğrencilerin, yemekhane, derslik, laboratuar gibi ortak gereksinimleri için harcanmasını isteyen basın açıklamasını okumuş ve basın açıklamasının duyurulması amacıyla isteyenlerin fakülte hastanesinde bulunan mescidi kullanabileceğini belirten, üniversitede bilim üretilmesi gerektiğini, üniversite ortamının dincileştirilmesinden kaçınılması gerektiğini, öğrencilerin eğitime, bilime, araştırmaya yönlendirilmesi için çaba gösterilmesini belirten yazılar yazmıştı.
Üniversite Rektörlüğü, Doç. Dr. Belek’in bu düşüncelerini açıklayarak öğretim üyelerini idareye karşı kışkırtma çabası içerisinde olduğunu, akademisyenlere yazılar göndererek amacına ulaşmaya çalıştığını, kişilerin inanç ve ibadet özgürlüğüne karşı çıktığını böylece, dini vecibelerini öğrenim gördükleri okulda yerine getirmek isteyen öğrencilerin ibadet özgürlüklerini engellemek istediğini, bu davranışlarının Yükseköğretim Kurumları Disiplin Yönetmeliğinin 9/i maddesinde tanımlanan “Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayırımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak” fiilini oluşturduğunu varsayıp ceza vermişti.
İdare Mahkemesinin iptal kararında özetle şu gerekçelere yer verilmiştir;
İlker Belek’in “düşünce ve kanaatlerini ifade ettiğinin anlaşıldığı, söz konusu düşünce ve kanaatlerinin gerçekleşmesi amacıyla yasa dışı yollara veya şiddete başvurulmasını teşvik etmediği, başkalarının özgürlüklerini kısıtlayacak veya bu özgürlüklere müdahale edecek ayrımcılık niteliğinde bir davranışta bulunmadığı, gösteri, basın açıklaması veya toplantı yapma gibi kanuni hakların kullanılmasına ilişkin organizasyon girişiminde bulunulduğu, diğer yandan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yerleşik içtihatları doğrultusunda, devletin ya da toplumun bir bölümünün aleyhinde olan, tasvip edilmeyen, şok eden, rahatsız eden bilgi ve düşüncelerin de ifade özgürlüğü kapsamında olduğu gözetildiğinde, bu ifadelerinin Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınan düşünceyi açıklama özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin açık olduğu görülmektedir.
Sonuç olarak düşünce açıklama nedeniyle verilen ceza yargıdan geri dönmüştür.
Düşünce açıklama nedeniyle verilen cezalar ve insanları sindirme girişimlerinden dolayı ülkemizin sicili bozuktur. Ülkemizde her alanda benzer hukuksuzluk ve haksızlık örnekleri vardır. AKP hükümetinin baskı politikaları her alanda hissedilmektedir. Üniversitelerde bu durum daha belirgindir. Prof.Dr.Ertan YILMAZ’a yönelik bir tür yargısız infaz, YARGI’dan dönmüştür. Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ile ilişkili davalar belleğimizdedir. Bu ne ilk davadır. Ne de son olacaktır. Örneğin Marmara Üniversitesinde benzer bir baskıya yönelik bir dava gündemdedir. Üniversitemizde Prof.Dr.Ertan YILMAZ ve Doç.Dr. İlker BELEK davalarından sonra üçüncü olarak, muhtemelen bir “Berkin ELVAN” soruşturma ve davası gelmektedir. Süreci hep beraber göreceğiz. Üniversitemiz öğretim elemanları ve Derneğimiz, özgür ve bilimsel düşünceye karşı oluşturulan baskılara karşı hukuk mücadelesini sürdürmeye devam edecektir.
Yaşasın Özerk Demokratik Üniversite
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARI DERNEĞİ