Değerli Meslektaşlarımız;
Yaşamakta olduğumuz afeti ve yaraları sarmak için oluşturulan toplumsal dayanışma ağını yerinde görüp değerlendirme yapmak amacıyla TTB Merkez Konseyi Üyesi Prof. Dr. Nursel Şahin ve Odamız Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Cumhur İzgi 23-24 Şubat 2023 tarihlerinde deprem bölgesini ziyaret etmişlerdir. Adana’dan TTB 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten de ziyarete katılmıştır.
Söz konusu ziyarette ilk olarak Adana Tabip Odası çatısı altında oluşturulan TTB Deprem Koordinasyon ve Lojistik Merkezi’ne gidilmiştir. Adana da depremden etkilenmiş, can kaybı ve sınırlı da olsa yıkım yaşamış olmasına rağmen diğer illere yakınlığı nedeniyle bu sorumluluğu almış ve canla başla çalışarak dayanışmanın en güzel örneklerinden birini sergilemektedir. Adana Tabip Odası’nın kendi olanakları ve gönüllülerle kurdukları iletişimle toplanan özellikle tıbbi malzemeler deprem bölgesine gönderilmek üzere burada depolanmaktadır. Depremi yaşayan illerden gelen malzeme istekleri günlük organize edilen servislerle gereksinim duyulan yerlere gönderilmektedir. Ayrıca bölgeye gitmek üzere gelen gönüllü meslektaşlarımızın da söz konusu servislerle ulaşımları sağlanmaktadır. Genel olarak Adana değerlendirildiğinde ise; sınırlı yıkıma karşın yaşanmışlığın korkusu, tedirginliği, devam eden artçılar nedeniyle evlere dönüşün sınırlı olduğu görülmüştür. Olanaklar çerçevesinde kişiler genellikle Mersin olmak üzere il dışına çıkma çabasındadırlar.
Diğer illere geçildiğinde, hepimizin takip ettiği gibi kentleri ortadan kaldıran bir yıkımla karşı karşıya olduğumuzun derin acısı hissedilmiştir. Yıkımdan uzaklaşabilmek ve yaşamlarını devam ettirebilmek için gidenler nedeniyle kentlerin boşalarak ruhsuz beton yığınlarına dönüşümü yanında, kalan halkın acılarıyla birlikte en temel gereksinimlerini karşılama mücadelesine inen yaşamlarına tanıklık etmek yürek yakıcı boyutta olmuştur. Özellikle geceleri karanlığa saklanmaya çalışan enkazların, ağır hasar almış binalarla birlikte şehirleri adeta hayalet kentlere dönüştürdüğünü söylemek mümkün. Kamu binalarının bu yıkımlardan ciddi pay alması sonucu kamunun da ayakta kalamaması yaşanan yoksunlukların katlanarak artmasına neden olmuştur.
Yıkımın şiddeti nedeniyle Antakya merkezin durumu ise ayrıca ele alınmayı gerektirmektedir. Şehirdeki sağlık kurumlarının hiçbiri çalışır durumda değildir. Sadece İtalyan gönüllülerinin kurdukları sahra hastanesi Antakya’nın tüm hasta yükünü kaldırmaya çalışmaktadır. Sağlık hizmeti sunumu durma noktasına gelmekle birlikte depremin 19. gününde halen şebeke suyunun olmaması, şehrin tamamına elektrik verilememesi, tuvalet sorunlarının çözümlenememesi, çöp, barınma, ısınma sorunlarının devam etmesi toplu yaşamın getirdiği sağlıksızlık durumunu körüklemektedir. En yakın ikinci basamak kamu sağlık kurumu Dörtyol ilçesinde bulunmaktadır. Bölgede üçüncü basamak sağlık hizmeti sunan Çukurova Üniversite Hastanesi’nin de kapatılması ile Adana Şehir Hastanesi’nde ciddi bir yoğunluk yaşanmaktadır.
Tüm bu olumsuzluklara karşın toplumun tüm kesimleri ile birlikte hekiminden hemşiresine, eczacısından teknikerine sağlık çalışanlarının özveriyle gönüllü olarak dayanışmanın gücünü göstermeleri ise umudumuzu güçlendirmekte. Tek başına, iki haftadır az hasarlı olduğu söylenen bir ilçe hastanesinin acil servisini işler halde tutmaya çalışan; gönüllü geldiği hastaneden organizasyonsuzluk, programlama yapılamaması nedeniyle kendisinden yeterince yararlanılamadığının üzüntüsünü, kızgınlığını yaşayan meslektaşlarımızın varlığı da umudumuzu yeşerten örnekleri oluşturmuştur. Bu mesleğin değerlerinin korunacağının ifadesiydi bu tutumlar.
TTB ve tabip odaları olarak örgütlü olmanın gücünü hissetmek, lojistik merkezinin, illerdeki tabip odası aktivistlerinin depremzede olmalarına rağmen içinde oldukları toplumun, kentin sağlık sorunlarının çözümü için ortaya koydukları emektir umudun adı. Dayanışmanın güç verdiğinin, iyileştirdiğinin, yaşattığının en güzel örneklerini sunan yurt içi ve yurt dışından gelen tüm gönüllülerdir umut.
Bu süreçte yaşayarak gözlemlediğimiz, söz konusu dayanışmayı ortadan kaldırma istemlerinin, bundan rahatsız olmanın gerekçesi ise anlaşılabilir gibi değildir. Açıktır ki bu dayanışmayı yok etmek olanaksızdır. Bu bağlamda İskenderun’da yurt dışından gelen gönüllülerce kurulmuş olan sahra hastanesine özellikle hiç hasta gönderilmemesi sonucu gönüllülerin kendilerini yararsız hissederek gitmelerine neden olmanın değerlendirmesini ise sizlere bırakıyoruz.
Son olarak, bölgedeki gönüllü meslektaşlarımızın hem barınma hem de hastalarına erişim sorununa küçük bir katkı olması amacıyla Antalya Tabip Odası olarak kiralayıp onların kullanımına tahsis ettiğimiz karavanın kullanılıyor olmasının ve meslektaşlarımızın teşekkürlerinin bizlere verdiği mutluluğu sizlerle de paylaşmak isteriz.
Yaşanan ciddi yıkım kentlerimizi yeniden kurmanın, yaşamı olağan akışına döndürmenin uzun bir süreç olacağını göstermektedir. Bu nedenle şu anda kurulmuş olan dayanışmayı da uzun süreli olarak devam ettirmek gerekecektir. Antalya Tabip Odası olarak bizler de başta TTB Deprem Koordinasyon Merkezi olmak üzere deprem bölgesindeki illerde tabip odası aktivistlerince oluşturulan koordinasyon merkezleri ile iletişimin sürekliliğini sağlamalıyız. Bu bağlamda gereksinim duyulan malzemelerin teminine katkı sunmaya şimdiye kadar olduğu gibi devam etmeliyiz. Ayrıca kendileri de depremzede olan meslektaşlarımızın yaralarını sarabilmelerine zaman tanımak amacıyla deprem bölgesinde nitelikli sağlık hizmeti sunumuna gönüllü olarak destek olmayı sürdürmeliyiz.
Antalya Tabip Odası