Ya Sağlıkta Şiddet Duracak Ya Da Biz Bozuk Sağlık Sistemini
Değerli Meslektaşlarımız,
”Görüyoruz,Sorguluyoruz,Sorunları belirliyoruz,Çözüm üretiyoruz, Gereğini yapıyoruz”Ya Sağlıkta Şiddet Duracak Ya Da Biz Bozuk Sağlık Sistemini Durduracağız!” başlıklı basın açıklamamız 17 Ocak Cuma günü saat:12.30’da odamız toplantı salonunda gerçekleştirilmiştir.
Saygılarımızla.
Antalya Tabip Odası
”Ülke sağlığı sorunları her an yıkılabilecek, kâğıttan kule yapma anlayışı ile çözülemez.”
HEKİMİZ BİZ; MESLEĞİMİZ İLKELERİ GEREĞİ
GÖRÜYORUZ, DUYUYORUZ, SORGULUYORUZ, DOKUNUYORUZ, HİSSEDİYORUZ, SORUNLARI BELİRLİYORUZ, ARAŞTIRIYORUZ, ÇÖZÜM ÜRETİYORUZ, PAYLAŞIYORUZ
Biz hekimler ülke yaşamının bir parçasıyız. Neredeyse yaşamın her alanında ve anında şiddeti körükleyen, besleyen, hatta hedef gösteren anlayışı görmememiz mümkün değildir.
Şiddete uğrayan insanların haykırışını yüreklerimizin derinliklerine kadar duyuyoruz.
Mesleğimiz gereği insan yaşamını ve doğal yaşamı ilgilendiren her konu ilk olarak bize dokunur ve biz her dokunuşta bunu hissederiz.
Toplumda bunca şiddetin yaşandığı, hatta daha fazlasının sağlıkta yaşandığı dönemde bunu hissetmememiz mümkün değildir.
Soruyoruz ve sorguluyoruz. Bunca yaşanan şiddet iklimine rağmen, özellikle de sağlık alanında her fırsatta şiddetin mağduru olan hekim ve sağlık çalışanlarını suçlayan yönetimler, bu güne kadar ne adım atmışlardır.
Sadece ve sadece göstermelik bir kaç yasa girişimi bırakınız şiddeti önlemeyi adeta kutsamıştır, meşrulaştırmıştır.
Yılda en az bir hekim ya da sağlık çalışanının ölümüne, yüzlercesinin yaralanmasına neden olan şiddet artık son bulmalıdır. Sorunların en temel kaynağı olan yönetimler çözüm yerine oyalamayı tercih etmiştir. Sistemsizliğin kendisinden kaynaklı sorunlarda hekim ve sağlık çalışanı sorumlu tutulmuş ve hedef gösterilmiştir.
Bir hekimin mesleki olarak yapmaması gereken şeyleri talep edip şiddete dönüştürenleri adeta koruma altına almışlardır. Çeşitli adlarla usulsüz rapor talebi, usulsüz reçete talebi, olmayan kişilere ilaç yazdırma talebi, istediği ilacı yazdırma talebi verilebilecek birkaç örnektir. Çocuklarımız bu ülkenin geleceğidir. Spor yapmak en doğal haklarıdır. Onların sağlıklarını kontrol edecek alt yapısı buna göre donatılmış sporcu sağlık merkezleri oluşturulması zorunludur ve mümkündür.
Yatalak, yürüyemeyecek durumda yaşlı kişilerin en haklı talebi olan sağlık hizmeti alma hakkı sürekli göz ardı edilmiştir. Birinci basamak aile hekimleri hasta yakınlarıyla karşı karşıya bırakılmıştır. Sözde uygulamalarla geçiştirilip aile hekimlerinin sırtına yüklenmeye çalışılmaktadır.
Aşılama hizmetlerinde bütünlük parçalanmış, koruyucu sağlık hizmetlerinde ekip anlayışı bozulmuştur. Daha söylenecek birçok sorunlara yönetimin yaklaşımı şiddete dönüşen sorunları çözmek bir yana adeta şiddeti şahlandırmıştır.
Türk Tabipleri Birliği ve tüm uzmanlık derneklerimizle, tüm birinci basamak örgütlenmelerimiz le sorunları belirliyoruz, araştırıyoruz, çözüm üretiyoruz. Ancak çözüm niyetinde olmayan sadece rantın ve paranın peşinde koşan yönetimlerin bunları görmezden geldiklerini görüyoruz. Yönetimler tarafından öcü olarak gösterilmeye çalışılan meslek örgütleriyle, icracı kurumların ortaklaşarak, ülke ve toplum yararına bilimsel değerlendirmelerle çözümün ortaya konulabileceğini biliyoruz. Bu yaklaşımla her dönem TTB iktidara değerlendirmelerini sunmaktadır
Çözümün meslekleri gereği düşüncelerini paylaşanları baskılamayla, işlerinden atmakla, gözaltına almakla ya da tutuklama ile olması mümkün değildir. İktidar 15 yılı aşkındır ülkemizde adına Aile Hekimliği denilen sistemsizliğinin ülke gerçeklerine uygunluğunu, muhatapları ile birlikte bilimsel değerlendirme ihtiyacı bile duymamıştır.
Ülke sağlığı sorunları her an yıkılabilecek, kâğıttan kule yapma anlayışı ile çözülemez.
Toplum sağlığının güçlendirilmesinin birinci ve vazgeçilmez koşulu birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesidir. Bu aynı zamanda ülke gelişmişliğinin önemli bir göstergesidir.
Temel amaç hasta üretmek değil hastalığı önlemektir. Bu günkü anlayış neredeyse hasta üreterek rantı önceleyip bunu paraya dönüştürmektedir. Bu dönemde ”Rant elde etmeyeceğimiz bir yatırımı neden yapalım ” sözleri kulaklarımıza yabancı değildir. Evet rant olmalıdır ama, toplum sağlığında, doğanın sağlığında, insanlık onurunda, insanca yaşamı önceleyen anlayışta olmalıdır.
Hekimlerin emeğinin tam karşılığını alacağı bir yaklaşımla sevk zinciri ve basamaklı sistem acilen alt yapısı güçlendirilerek hayata geçirilmelidir. Acil servisler boğuşma ve meydan muharebe alanı olmaktan çıkarılmalıdır. İnsani çalışma süresi ve çalışma ortamları derhal sağlanmalıdır. Acile acil hastaların gelmesini sağlayacak toplum eğitimi seferberliği ve bilimsel acil sistemi hızla hayata geçirilmelidir.
Yok olmaya yüz tutan ikinci, üçüncü basamak kurumlarını yek ekmeğe muhtaç etmeyip, yeterince kaynak aktarılmalı, adına yakışır alt yapıyla, eğitici kadrosu ve yeterli sağlık çalışanıyla güçlendirilmelidir. Yıllarca alanında bilim üretmiş, bilgi ve pratik doygunluğu kazanmış kadroların sudan bahanelerle işlerine son verilmemeli, bu kurumlardan kaçış emek değeri karşılanarak engellenmelidir. Emeklerinin karşılığı hak ettikleri ücret performans aldatmacasına mahkûm edilerek değil geleceğe yansıyan bir şekilde verilmelidir.
Şiddeti öncelikle bir bütün olarak görüp sebeplerini ortadan kaldırmaya dönük adımlar acilen atılmalıdır. Özendirici ve göstermelik değil caydırıcı yasalar acilen çıkartılmalıdır. Elbette ki cezai önlemler tek başına çözüm üretmez. Çözümün ana unsuru altında yatan nedenleri ortadan kaldırmaktır. Çözüm için yönetimler samimi çaba göstermelidir. Öncelikle bu konuda bütün iletişim kanalları kullanılarak eğitim seferberliği yapılmalıdır. Bu yaklaşım yaşamın ilk yıllarında aile ortamında başlamalı ve okullardaki eğitimin temel unsurlarından biri olmalıdır.
Bugün sağlıkta yaşadığımız şiddete karşı 1. basamak sağlık ortamından hareketle yaptığımız açıklamamızla bir kez daha sağlıkta şiddet sona erene, bu konuda somut ve inandırıcı adımlar atılıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi ilan ediyor, her ayın 17’sinde yeniden çağrısını yapacağımız ve “Sağlıkta Şiddeti Önleme Günü” olan 17 Nisan’da gereğini yaparak “Ya Sağlıkta Şiddet Duracak Ya Da Biz Bozuk Sağlık Sistemini Durduracağız!” söyleminin kararlılığıyla İş Bırakma – GöREV eylemi gerçekleştireceğimizi bir kez daha duyurmak istiyoruz.
Talep ve beklentilerimizin karşılanması için mücadele programımız doğrultusunda bütün meslektaşlarımızla birlikte kararlılıkla bir kez daha haykırıyoruz:
BİZ HEKİMİZ VE HEKİMLİK YAPMAK
İSTİYORUZ! Bu doğrultuda yapılacak TTB Programı çerçevesinde:
11 Ocak 2020
“ŞİDDETSİZ BİR SAĞLIK ORTAMINDA EMEĞİMİZİN TAM KARŞILIĞINI ALARAK HEKİMLİK YAPMAK İSTİYORUZ!” Deklarasyonun basın ve kamuoyu ile paylaşıldı
11 – 31 Ocak 2020
Bölge Tabip Odaları Toplantıları: 7 Bölgede Hekimlerle Buluşuyoruz
17 Ocak 2020 BASIN AÇIKLAMASI
Sağlıkta Şiddet Sona Ersin
“Birinci Basamak Sağlık Sistemi Güçlendirilsin; Sevk Sistemi Sağlansın, Acil Servislerde Acil
Hastalara Hizmet Verilsin”
8 Şubat 2020
Antidemokratik Uygulamalara Karşı Hekimler Buluşuyor
17 Şubat 2020 BASIN AÇIKLAMASI
Sağlıkta Şiddet Sona Ersin
İyi Hekimlik Yapmak için Hastaya Yeterli Süre
3 Mart 2020
Şehir Hastaneleri İle İlgili Eylem ve Etkinlikler
8 Mart 2020
Dünya Kadınlar Günü’nde “Kadın Hekimler de Size Rağmen Hekimlik Yapmak İstiyoruz”
açıklamaları
15 Mart 2020
Beyaz Miting (Ankara)
11 Nisan 2020 BASIN AÇIKLAMASI
TTB’nin Önerdiği “Sağlıkta Şiddete Karşı Yasa” Kabul Edilsin
17 Nisan 2020
Sağlıkta Şiddete Karşı İş Bırakıyoruz Basına ve kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz.
ANTALYA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU