“Parklar bizim” şiarıyla başlayan senfoninin devamı ise “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Karanlık Gider, Gezi Kalır”
Ülkemiz toplum, kent ve demokrasi tarihinde izleri hiç bir zaman silinmeyecek onurlu bir sayfa açan Gezi Direnişinin beşinci yılındayız.
Halkın o kendi olduğu, kendini bulduğu, parkından, meydanlarından yola çıkarak bedenine, yaşamına, ülkesine, geleceğine sahip çıktığı o tarihi anların, Gezi’nin suretini tarihe aksettirdiği o takvim yaprağının yıldönümü.
Bundan tam beş yıl öncesinde; parkların sadece park olarak kalmasını isteyenlerle başlayan bir süreç, bütün bir halkın aynı perdeden seslendirdiği bir direniş türküsüne evrildi.
Gezi, bütün farklılıkların bir zenginlik halinde mayalandığı küçük bir adaydı. Herkes elindeki kadarını getirdi, ihtiyacı kadarını aldı sadece. Yağmaya, talana, kâr hırsına yaşayan bir cevap bir alternatif oldu. Nasıl bir kent, park, yönetim, yaşam istemediğinden ziyade nasıl bir dünya kurulabileceğini anlatan bir örnekti.
Yaşamın her alanında AKP iktidarının rant odaklı, neoliberal, keyfi dayatma ve yaptırımlarını hisseden milyonlar adeta yıllar öncesinden verilmiş bir randevunun çağrısını aldı ve buluştu meydanlarda.
Bugünde, Ethem- Ali İsmail- Abdocan- Mehmet- Medeni – Hasan Ferit – Ahmet ve Berkin’in adlarının anıldığı ve suretlerinin yansıdığı her yerdeyiz…
Bedenimizle, ruhumuzla; kaybettiklerimiz ve sonsuza kadar yaşatacaklarımızla; aşkımız ve direngenliğimizle her yerdeyiz…
“Parklar bizim” şiarıyla başlayan senfoninin devamı ise “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Karanlık Gider, Gezi Kalır”
Karikatür:Dr.Serdar Çeliktaş