Basın ve Kamuoyuna,
SAĞLIKLI HAYAT = SAĞLIKSIZ BORDRO
Sağlık Bakanlığı tarafından 30 Ekim 2024 tarihinde yayınlanan “Aile Hekimleri Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik “yürürlüğe girdikten sonra kapsadığı maddeler nedeniyle aile hekimi ve aile sağlığı çalışanları üzerinde baskısı ve zararları artarak devam etmektedir. Üstelik bu zarar sadece çalışanlar için değil halkın da sağlık hakkına ulaşmasında sorunlar yaratmaktadır.
Örneğin, ülkemizde sağlık hizmetlerinde, aile hekimliği uygulayan ülkelerdeki gibi hastaneye başvuru için bir sevk sistemi zorunluluğu yoktur. Yani vatandaş 182’yi arayarak randevusunu alıp istediği hastanede, istediği doktora muayene olabilmektedir. Şu an dünya ortalaması 7-8 civarında olan bir hastanın sağlık kuruluşuna yıllık başvuru oranı ülkemizde 12-14’lerdedir. Bu oranı 7’nin üzerinde olan aile hekiminin teşvik ödemesi kesintiye uğramaktadır ki şu anda bu oranı tutturabilen aile hekimi sayısı %1’i bile bulmamaktadır. Ve bunu düzeltebilmek aile hekiminin elinde değil çünkü sevk zorunluluğu yok. Hasta aile hekiminin bilgisi dışında hastanelere başvurabilmektedir.
Hastane hekimlerinde uygulanmayan ilaç kısıtlamaları yine aile hekimi için bir teşvik ödeme kesintisine dönüşmektedir. Aile hekimleri yazdıkları antibiyotik, ağrı kesici, mide koruyucu ilaç sayıları üzerinden teşvik ödemesi almaktadır. Hekimlerin her durumda %50’si bu ödemeyi alabilirken, %50’si alamamakta. Bu durum yaşattığı olumsuzluklarla bazen aile hekimi ile hastalarımızı karşı karşıya getirebiliyor. Hasta memnuniyeti sağlanamayabiliyor.
Burada yönetmeliğin diğer sıkıntısı aile hekimini karşılamaktadır. Hasta memnuniyeti de aile hekimi ve aile sağlığı çalışanları için bir teşvik kriteri. Ve yine hekimlerin ancak %50’si bu kriteri karşılayabiliyor. Mesela uygunsuz bir ilaç, veya uygunsuz rapor talebi karşılanmayan hasta doğru hekimlik yapan hekime 182 tarafından hasta memnuniyeti amaçlı arandığında düşük puan verebilmektedir. Bu da hasta memnuniyet oranı kriterini düşürerek kayba neden olmaktadır.
Yönetmeliğin getirdiği son garabet ile 6 ay aile sağlığı merkezine gelmeyen hasta sayısı ile aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının ücretlerinde kesinti başlamış bulunmaktadır. Vatandaşa ise bu konuda bir bilgilendirme veya sorumluluk getirilmemiştir. Örneğin 20 yaşlarında sağlıklı bir kişinin yılda 2 kez aile hekimi tarafından değerlendirilmesi dünyada hiçbir protokolde yoktur. Ama 30 Ekim tarihli “Eziyet Yönetmeliği’nde” herkesin yılda en az 2 kez aile hekimine uğrama zorunluluğu yerini almıştır. Yani hasta yılda en az 2 kez aile hekimine uğramazsa da hak kaybı oluşmakta, yılda 7 kezden fazla sağlık kuruluşu başvurusunda da aile hekimi kayba uğramaktadır. Aile hekimleri Haziran bordrolarında gördük ki “SAĞLIKLI HAYAT=SAĞLIKSIZ BORDRO” haline gelmiş, aile hekimleri ciddi ücret kaybına uğratılmıştır.
Çıkartıldığında aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarına ücret artışı getireceği iddia edilen yönetmelik tam tersine aile hekimliği sisteminin altına dinamit döşemektedir. Yakında aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları bu işi yaparken üzerine binen angaryalar nedeniyle istifalara başlayacak, tanıdığınız, sevdiğiniz aile sağlığı merkezi çalışanları bu angarya ve eziyete dayanamayarak bu işi yapmaktan vaz geçecektir.
Son günlerde uygulamaya girdiği üzere aile hekimliklerinden alınan isteğe bağlı raporlar da ücretli hale getirilmiştir. Donanımı bu raporların pek çoğunu verebilmek için yetersiz olan aile hekimlikleri yerine bu tip raporlar devlete ait rapor merkezlerinde yine ücretli olarak düzenlenmelidir.
Sonuç olarak “Eziyet Yönetmeliği” düzenlemeye muhtaçtır. Mantık dışı ve aile hekiminin elinde olmayan, mesleki yeterliğini kısıtlayan maddeler derhal kaldırılmalı, teşvik ödemeleri değil temel maaşa yapılacak iyileştirmelerle aile hekimliği sistemi, koruyucu hekimlik tabanında güçlendirilmelidir.
Saygılarımızla…
Antalya Tabip Odası Yönetim Kurulu