15 Kasım 2015 Pazar günü saat 13.00’de Aydın Kanza Parkı
Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, ilimizde gerçekleştirilecek olan G 20 zirvesini ve bu toplantı nedeniyle yapılan güvenlik önlemleri adı altında yapılan fiili “sıkıyönetim” uygulamasını protesto etme kararı almıştır. Protesto yürüyüşü saat 15 Kasım 2015 Pazar günü saat 13.00‘de Aydın Kanza Parkından başlayacak ve Cumhuriyet Meydanında yapılacak basın açıklamasıyla son bulacaktır.
Antalya Tabip Odası’ nın da imzacı olduğu bildiri ve basın açıklaması
Açlık, Yoksulluk ve Savaş Politikalarına Hayır Diyoruz.
15-16 Kasım tarihlerinde kentimizde düzenlenecek olan G20 zirvesi gelir eşitsizliğinin artırılmasını, savaşları, sömürüyü, baskıyı beraberinde getirecek. Bugün dünyanın en büyük ve en önemli sorunlarından birisi emperyalist müdahaleler, adaletsiz gelir dağılımı ve yoksulluktur. Üstelik bu sorun dünya gelirinin büyük bir bölümünü elinde bulunduran devletlerin bilinçli tercihleridir. Dünya ölçeğinde yoksulluk her geçen gün daha da artmakta, sömürü daha da yoğunlaşmaktadır. Dünya sermayesini elinde bulunduran devletler sömürü ve paylaşım çarkını kesintisiz döndürebilmek için zirveler düzenleyerek gidişata sermaye lehine yön vermektedirler. İşte 15-16 Kasım tarihlerinde Antalya’da yapılacak zirve de aynı amaca hizmet edecek bir zirvedir.
Zengin ülkelerin bu çalışmaları her defasında gelir dağılım dengesini servet sahipleri lehine değiştirirken, dünyadaki gelir dağılımı ve yoksulluk çıkmazını da derinleştirmektedir. Uygulanan politikalar G 20 ülkeleri içerisin de de gelir adaletsizliğini gittikçe derinleştirmektedir.
(OECD) tarafından yayımlanan “OECD ülkelerinde Artan Gelir Eşitsizliği” raporuna göre; 20 yıl boyunca 22 OECD ülkesinden 17’sinde gelir eşitsizliği sürekli artmıştır. En çarpıcı sonuç ise; söz konusu ülkelerdeki en zengin yüzde 10’luk kesimin gelirlerindeki artışın en yoksul yüzde 10’luk kesimin gelir kat kat üzerinde olmasıdır.
Çünkü G 20 tarafından önerilen ve uygulanan ekonomik politikalar servet sahiplerinin servetlerini daha fazla büyütmesine olanaklar sağlarken, alt gelir gruplarının büyümesini daha altlara çekmektedir. Bu durum da bütün dünyada yoksulluğu daha da artırmaktadır. Yoksulluk ve aşırı gelir dağılım adaletsizliği dünyanın belli bölgeleri için konuşulurken, bugün dünyanın tamamı için konuşulmaktadır.
Dünya genelindeki yoksul insanların yarısı, dünyanın en büyük 20 ekonomisine sahip G20 ülkelerinde yaşamaktadır.
Gelişmiş ekonomilerin bir tarafında ultra lüks hayat yaşayan çok küçük zümrelerin hemen yanı başında günlük “İNSANİ” ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan milyonlar bulunmaktadır.
Kapitalist sistem içerisinde bu gidişatı durdurulmayacağını biliyoruz. Bırakın durdurmayı, uygulanan politikalar ile felaketin dada da içinden çıkılmaz bir hale geleceği ortadadır.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) raporuna göre, 50 milyondan fazla kişi son iki yılda işinden olmuş Hâlihazırda dünyada 1 milyar insanın karnı aç.
Tüm dünyada yaklaşık 170 milyon çocuk, yetersiz beslenme nedeniyle fiziksel gelişme sorunu yaşıyor ve yılda 2 buçuk milyon çocuk, açlık nedeniyle yaşamını yitiriyor.
Bununla birlikte başta Ortadoğu olmak üzere birçok yerde savaşlar ve çatışmalar körükleniyor. Milyonlarca insan ülkesinden kaçarak başka ülkelere sığınmaya çalışıyor. Ülkemizde demokratik barışçıl bir şekilde çözülmesi gereken Kürt sorununda yeniden şiddet ve imha politikaları uygulanmaya başlıyor. Kentler, köyler yakılıyor, sivil insanlar saldırılarda yaşamını yitiriyor. İşte savaşın, sömürünün, gelir eşitsizliğinin, yoksulluğun temel nedeni dünya sermayesini elinde bulunduran ülkelerin uyguladığı politikalardan kaynaklanmaktadır.
Biz emekçiler, ezilenler olarak bu politikalara hayır diyoruz.
Antalya valiliği G 20 zirvesi nedeni ile adeta ilimizin bir bölgesini yasak bilge ilan etmiştir. Gözaltılar için kapalı spor salonlarının hazırlandığı görülmektedir. Buradan Antalya valiliğine sesleniyoruz. Uygulanan açlık, yoksulluk ve vahşet politikalarına direnmek temel insani bir hak ve görevdir. Gerçekleştirilecek olan her türden demokratik eylemlere müdahale etmeyiniz. Böyle bir durumda demokratik bütün haklarımızı kullanacağımızı Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri olarak belirtiyoruz.
Kentimizde toplanacak olan G 20 zirvesi dünyadaki açlığı, yoksulluğu, savaşı, şiddeti artıran ve her türden insan haklarını yok sayan kararlar alacaktır. Biz emekçiler, ezilenler olarak dünyanın neresinde olursa olsun bu vahşi politikalara direneceğiz. Bütün dünya insanlarının, eşit bir şekilde kardeşçe barış içerisinde yaşayacakları bir dünyayı mutlaka kuracağız.
G-20 Zirvesi, Emekçilere ve Halklara Karşı Savaş Zirvesidir!
1999’da dünyanın en büyük 20 ekonomisine sahip ülkelerin katılımıyla oluşturulan ve “G-20 ülkeleri” olarak bilinen ülkelerin devlet ve hükümet başkanları ile Avrupa Birliği, IMF ve Dünya Bankası’ndan yetkililer 15-16 Kasım’da Antalya Belek’te toplanacak.
Antalya Valiliği 9-18 Kasım tarihleri arasında Antalya-Serik arasında açık ve kapalı yer toplantısı, toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, oturma eylemi, çadır kurma, stant açma, bildiri dağıtma, kendini zincirleme, pankart – döviz – afiş açma / veya asma, yazılama yapma gibi etkinlikleri yasaklayarak tüm Antalya’da fiilen sıkıyönetim ilan edilmiştir. G-20 Zirvesi öncesinde “güvenlik” gerekçesiyle alınan abartılı önlemler, en güçlü olarak görülen ülkelerin en demokratik protestolardan bile korktuklarını göstermektedir.
Türkiye’nin “İçeride savaş, dışarıda savaş” politikasını büyük bir kararlılıkla uyguladığı, ülkenin bir bölümünde fiilen OHAL koşullarının yaşandığı ve her gün sivillerin katledildiği bir ortamda, dünyanın en gelişmiş 20 ülkesinin sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi Antalya’da palmiye ağaçları altında toplanacak olması dikkat çekicidir.
Ağırlıklı olarak da ekonomide yaşanan sorunların ele alındığı G-20 zirvesi her ne kadar dünyada yaşanan ekonomik sorunların tartışıldığı ve kararlar alındığı bir zirve olarak sunulsa da, Suriye’de yaşanan iç savaş ve bölgeye yönelik emperyalist planlar da G-20 zirvesinin önemli tartışma başlıklarından birisidir. Suriye’ye yönelik emperyalist planlar ve bölgede yaşanan savaş ve çatışmaların derinleşmesi için alınacak kararların Suriye ve bölge halklarına yönelik yıkıcı etkilerini daha da arttırması kaçınılmazdır.
Dünyanın en sömürücü ve halklara karşı en saldırgan devletlerinin toplantısından işçi ve emekçiler ile halklar lehine bir karar çıkması mümkün değildir. Bugüne kadar yapılan G-20 zirvelerinde alınan kararların hep sermaye güçleri ve emperyalist tekeller lehine, emekçiler ve halklar aleyhine olduğu bilinmektedir.
Yoksul dünya halklarının geleceğini doğrudan etkileyecek ve sadece emperyalist tekellerin çıkarını ön planda tutan bir zirveden çıkacak olan kararların yeni savaş politikaları ve olası bir ekonomik krizin faturasının yine emekçilerin sırtına yıkılmasını kabul etmemiz mümkün değildir.
Yıllardır baskı ve şiddet politikaları ile karşı karşıya bırakılan, işsizlik, yoksulluk ve savaş ile terbiye edilmeye çalışılan emekçiler, halklar olarak geleceğimizin karartılmasına sesiz ve tepkisiz kalmayacağız.
Bizler, Antalya emek ve demokrasi güçleri olarak, emekçilere halklara karşı yeni saldırıların planlanacağı, emperyalist savaş politikalarının tartışılacağı G-20 Zirvesi’nde alınacak kararları tanımayacağımızı ilan ediyoruz.
Savaş Örgütü, Katil, Sömürgeci, Emperyalist G-20 DEFOL! Diyoruz, zirvenin başlayacağı gün Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri olarak , 15 Kasım 2015 Pazar günü saat 13.00’de Aydın Kanza Parkı’nda toplanıyoruz.
–