Değerli Meslektaşlarımız;
Yargı eliyle TTB’yi etkisizleştirmeye, suçlu algısı yaratarak itibarsızlaştırmaya yönelik karar ile TTB Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması nedeniyle meslek örgütümüze sahip çıkmak amacıyla “Hekimlerin Sesi TTB Susturulamaz” başlıklı basın açıklaması 04 Aralık 2023 günü Antalya Tabip Odası Binası Önünde gerçekleştirilmiştir. Basın açıklamasına meslektaşlarımız yanında Antalya Barosu, siyasi partilerin ve Antalya Emek ve Demokrasi Güçlerinin temsilcileri de katılım sağlayarak dayanışmalarını göstermişlerdir.
Basın açıklaması öncesi Dr.Ulaş Yılmaz yaptığı açılış konuşmasında yargı darbesi olarak nitelendirilecek, TTB’nin kurumsal kimliğine yönelik uygulamayı protesto etmek için bir araya geldik dedikten sonra tüm katılımcılara ve örgütlere gösterdikleri dayanışma için teşekkür etti.
Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Cumhur İzgi tarafından okunan basın açıklamasında TTB Merkez Konseyinin görevden alınmasına dair hukuksuz ve TTB’nin örgütsel bütünlüğüne müdahale olan kararın kabul edilemez ve hekimler açısından bu kararın yok hükmünde olduğu belirtildi. Dr. İzgi ayrıca “Unutulmamalıdır ki TTB biziz, biz hekimler TTB’yiz. TTB hekimlerin sesidir ve hiçbir zaman susturulamaz. Yeminimize sahip çıkarak tehdit ediliyor olsak bile iyi hekimlik yapmaya devam edeceğiz. Bizi susturamazsınız.” diyerek açıklamayı tamamladı.
Basın açıklamasından sonra TTB Merkez Konseyi üyesi Prof. Dr. Nursel Şahin söz aldı ve katılımcıları TTB adına selamladıktan sonra iktidarın TTB’nin onların arka bahçesi olma isteğine biat etmeyeceğini ifade etti. TTB’nin odaları, kolları, komisyonları gibi var olan yapılarıyla mücadeleye devam edeceğini de belirterek “TTB Susmadı, Susmayacak” diyerek sözlerini tamamladı.
Son olarak SES Antalya Şube Eşbaşkanı Şükran İçöz de söz alarak sağlık hakkı mücadelesini eskiden olduğu gibi şimdi de TTB ile birlikte sürdüreceklerini, TTB’nin yanında olduklarını belirtikten sonra basın açıklaması tamamlandı.
Antalya Tabip Odası
BASIN METNİ
HEKİMLERİN SESİ TTB SUSTURULAMAZ!
Yaklaşık son bir yıldır süren, TTB Merkez Konseyi’ni görevden alma istemli davanın 7. ve son duruşması 30 Kasım 2023 tarihinde gerçekleştirildi. Ankara Dış Kapı Adliyesi 31. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda ne yazık ki tüm hukuksuzluklara karşın Merkez Konseyi görevden alındı. Bu hukuksuz ve hekimlere, sağlık hakkına, mesleki değerlerin korunmasına tehdit anlamına gelen TTB’nin örgütsel bütünlüğüne müdahale olan karar kabul edilemez. Bu karar biz hekimler için yok hükmündedir. Böylesi bir davanın açılmış olması gibi kararı da hukuk tarihinde kara bir leke olarak yerini almıştır. Hukuksuzluğun Anayasasızlaştırma boyutuna geldiği günümüzde bu karar TTB’nin yargı eliyle iktidarın istediği şekilde tasarımlanma, susturulma ve gerçekleri ifade etmesini önleme isteminin sonucudur, meslek örgütlerinin siyasi iktidara bağlı biat etmiş tek tipleştirilmesi isteğidir.
Bu karar; bir tüzel kişiliği ifade eden Merkez Konseyi’nin kendi açıklaması olmayan bir söylem nedeniyle tüm Merkez Konseyi üyelerinin ve onlar üzerinden TTB’nin kurumsal olarak cezalandırılması, suçlu gösterilmesi olduğu için, ölçülülük ilkesine aykırılığından hukuksuzdur.
Bu karar; siyasi nedenlerle yargının araçsallaştırılarak Merkez Konseyi Başkanı’nın gözaltına alınma tutanakları dahi tutulmadan, yani konuyla ilgili açıklamasına bile bakılmadan bu davanın açılma talebinin savcılık tarafından iletilmiş olması nedeniyle usulsüz ve planlıdır.
Bu karar; Merkez Konseyi’nin tabip odalarının seçilmiş delegelerinin özerk kararları ile yapılan bir seçim sonucunda göreve geldiği göz önüne alındığında 103bin üyenin iradesi yok sayıldığı için hukuksuzdur.
Bu karar; Merkez Konseyi üyelerinin birey olarak en temel hakları olan seçme ve seçilme haklarının yok sayılması nedeniyle hukuksuzdur.
Bu karar; TTB’nin özerk kurumsal kimliği kapsamında kendi iç dinamikleri ile denetleme ve hesap sorma yöntemleri belirlenmişken, yani kendi içinde yaptırım hakkına sahipken idari olarak ‘amaç dışı faaliyet’ gibi ucu açık bir kavramla baskı altında tutarak, etkisizleştirerek meslek örgütü özerkliğini ortadan kaldırdığı için hukuksuzdur.
Bu karar; TTB’yi etkisizleştirerek hekimlerin özerkliklerini, mesleki bağımsızlıklarını, örgütlenme özgürlüğünü yok saydığı için hukuksuzdur
TTB ve hekimler olarak her zaman iyi hekimlik değerlerine, mesleğimizin evrensel ilkelerine sahip çıkma yanında demokrasi ve barış mücadelesi de verdik. Çünkü ancak bunların sağlandığı koşullarda sağlık hakkının, yaşam hakkının gerçekleşeceğini ifade ettik. Sağlıklı yaşam çabalarının olduğu her yerde, her konuda biz hekimler vardık, varız ve bundan sonra da var olacağız. İşte bu nedenle yaşama dair her şey bizim faaliyet alanımızı oluşturur ve her zaman bu amaçlarımıza göre faaliyet gösteririz.
Unutulmamalıdır ki TTB biziz, biz hekimler TTB’yiz. TTB hekimlerin sesidir ve hiçbir zaman susturulamaz. TTB’nin 70 yıllık tarihine bakıldığında birçok baskılar ve yargılamalar geçirdiği görülmektedir ve her defasında ortaya koyduğu bilimsel gerçeklerin, evrensel mesleki değerlerin ve dayanışmanın gücüyle güçlenerek çıkmıştır.
TTB hiçbir zaman Merkez Konseyi ile sınırlanmış bir yapı değildir. TTB ülkemizdeki hekimlerle birlikte bir bütündür ve ortak mücadelenin oluşturulduğu bir okuldur. TTB’nin mücadelesini bitirmek olanaklı değildir.
Böylesi bir davanın açılmasının politik amaçlı olduğunu ve demokrasi açısından kaygı verici olduğunu her fırsatta dile getirdik. Demokrasinin, hukukun çok ciddi yara almasına neden olan bu karar, kamu kurumu özelliği taşıyan özerk yapıya sahip meslek örgütlerinin vesayet altına sokulmak istenmesinin ifadesidir.
TTB, toplumun sağlığı ile sağlığın sosyal belirleyicileri arasındaki ilişkiler kavranmadan sağlık hakkının gerçekleşemeyeceğini içselleştirdiği ve bu anlayışla mücadeleyi sürdürdüğü için baskı altına alınmak istenmektedir. Biz hekimler mesleğimize, meslek ilkelerimize sahip çıkmayı, sağlıklı yaşam hakkını savunmayı meslek örgütümüzden öğrendik ve meslek örgütümüzden aldığımız güçle bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Meslek örgütümüzle birlikte yürümeye, sağlıklı yaşam hakkını, demokrasiyi, barışı, mesleğimizi ve meslek örgütümüzü savunmaya devam edeceğiz.
Bizler hekimlik yapmaya “Tehdit ediliyor olsam bile tıbbi bilgimi, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri çiğnemek için kullanmayacağıma kararlılıkla, özgürce ve onurum üzerine ant içerim” diyerek başladık. Bu yeminimize sahip çıkarak tehdit ediliyor olsak bile iyi hekimlik yapmaya devam edeceğiz. Bizi susturamazsınız.
Susmuyoruz, Korkmuyoruz, Biat Etmiyoruz, Hiçbir Yere Gitmiyoruz!
TTB Susmadı, Susmayacak!
Antalya Tabip Odası